Anasayfa >> Türk Edebiyatı >> Türk Edebiyatı Romanları >> Yoksulluk İçimizde Özet Ve Konusu & Mustafa Kutlu

yoksulluk-icimizde-konusu-ve-ozet-mustafa-kutlu

Yoksulluk İçimizde Özet Ve Konusu & Mustafa Kutlu

Yoksulluk içimizde konusu, Kesintiye uğramış bu aşkın iki kahramanının yıllar sonraki bu karşılaşması, ikisi için de derin değişimlerin başlangıcı olacaktır. Bu değişim maddeden manaya, eşyadan metafiziğe, tamamen maneviyata yöneliktir. Evlenmeye oldukça yakın bir çift olan Engin ve Süheyla, Engin’in zengin olma isteğiyle her şeyi bırakıp mal mülk peşine düşmesi ve tamamen dünya telaşına dalmasıyla ayrılma kararı alırlar. Bu ayrılık Süheyla üzerinde derin ve acı bir etki yaratır. Bu ayrılıktan sonra Süheyla çalıştığı iş yerinden ayrılır. Varolan dünyasından tamamen koparak, kendini mavi dünyaya adar. Engin ise uzun süre çalıştıktan sonra sonunda zengin olur. Bir zaman sonra Engin ve Süheyla, ortak arkadaşları Şükran’ın düğününde karşılaşırlar.

İçerik Haritası

Yoksulluk İçimizde Özet

Kahramanlarımız Süheyla, Şükran ve Engin aynı işyerinde çalışan, çalışma arkadaşlarıdır. Bu iş yerinde Süheyla ile Engin arasında bir zaman sonra yakınlaşma başlamıştı. Bu ikili arasında kısa sürelide olsa bir aşk yaşanmıştı. Süheyla ve Engin ikisi de aslında hayata bakış açıları farklıydı.

Engin hem okuyan, hem de çalışan birisidir. Hayatı boyunca yoksulluk içinde büyümüştü. Engin kör talihini yenerek zengin olma hayallerinin peşinden giden hırslı ve yakışıklı bir gençtir. Süheyla ise birlikte yaşadığı annesinin emekli maaşının yetersizliğinden dolayı lise eğitiminden sonra okuyamamıştır. Lise'den sonra iş hayatına atılan Süheyla, iş hayatına adapte olmuş genç bir kızdır. Hayallerinde Engin gibi hırsları ve tutkuları yoktu. Süheyla Engin'le konuşurken, Engin'in hayalini kurduğu dünyadan bahsetmesinden hiç hoşlanmazdı.

Engin ani bir karar ile çalıştığı iş yerinden ve Süheyla’nın hayatından bir anda çıkar. Bir süre sonra ise Şükran, Süheyla’ya Engin’e hiç de denk olmayan ama çok zengin bir kızla nişanlandığını söyler. Benlenmedik bu haberin ardından Süheyla büyük bir şok yaşamıştır. Süheyla’nın aklında çeşitli sorular ve geçmiş anılar geçer. Süheyla şok içerisinde iken, önünde durduğu camiden aniden okunan ezan karşısında irkilir ve ilk defa duyuyormuş gibi “hayyalel-felah” çağrısı işitilir. Henüz anlamını bilmediği bu çağrı karşısında ve Engin’den mahrum kalması sonrası Süheyla’yı bambaşka bir hayat beklemektedir.
O duymuş olduğu ezan sesinden sonra Süheyla bambaşka biri olur. İlk önce “Hayyalel-felah” çağrısının nede demek olduğunu yani, “kurtuluşa gel” anlamına geldiğini öğrenir. Sonra annesinden kendisine Kuran-ı Kerim okumasını ister. Kızının bir an önce evlenip aile kurmasını isteyen annesi, kızındaki kısa süre içerisindeki bu değişiklikleri tuhaf bulsa da pekde sesini çıkarmaz. Süheyla’nın arkadaşlarıda özellikle Şükranda aynı fikirdedir.

Süheylanın artık kıyafetleri uzun başörtülü, uzun kabanlı ve makyajsız sade yüzüyle yeni bir dünyaya adım atmıştır. Artık karşımızda bambaşka bir Süheyla başka bir dünya vardı. Ani bir kararla işinden de istifa eden Süheyla, artık eski arkadaşlarını, eski yaşam tarzını ve eski eşyalarını tamamen terk etmiştir. Eskiden sevdiği şeylerden vazgeçmenin zamanı gelmişti. Süheylanın hayatı her geçen gün kazandığı yalnızlık ile zenginleşmekteydi.

Uzunca bir aradan sonra Şükran, Süheyla’yı görmeye gelir. Şükran, Engin’in aslında o kızla nişanlı olmadığını söyler. Ama bu haber Süheyla üzerinde beklenen etkiyi yaratmaz. Süheyla Enginin de hala onu düşündüğünü bilmemektedir. Engin sorarsa beni, Şükran’dan “Süheyla Müslüman oldu” demesini ister. Çünkü içinde “Geniş ama bir okadar da yalnız ” olan o dünyadan vazgeçmiştir artık.

Şükran hayallerindeki bir araba, bir kat, bir koca idealini gerçekleştirmiştir. Şükran, Süheyla'yı düğününe çağırmıştır. Bu zoraki daveti, eski dostluğa dayanarak kabul eder. Süheyla'nın yeni görünüşüyle düğün salonunda herkesten ayrı durur ve bu parıltılı dünyadan olmadığını anlar ve hem oradan çıkıp gitmek ister. Düğüne davet edilenler arasında Engin de vardır. Süheyla'nın bu yeni görünümüne rağmen Engin, Süheyla’ya gelir ve ona birşeyler ikram eder.. Süheyla ise Engin’in kafasını karıştıran cümlelerle ona cevap verir. Artık birbirlerine yabancı olduklarını ve bu şekilde görüşemeyeceklerini, ancak Engin’in şanlı ve haramzade hayatından vazgeçerse bir araya gelebileceklerini söylüyordu. Süheylanın bu sözlerine şaşıran Engin cevap veremez ve düğün salonundan çıkar giderler.

Engin kendi hayatında zaman içinde çok çalışıp, zengin olmuş ve istediği arabayı, evi almayı başarmıştır. Düğünde Süheyla ile karşılaşmaları ve aralarında geçen konuşmanın ardından onun da aklı karışır ve kalbi yumuşamıştı. Sarhoş toplantılarından birinde arkadaşlarına “Haram nedir?” diye sormuştu. Ama kimse cevabı bilmiyordu. Bu tarz soruları katıldığı toplantılarda devamlı sorduktan sonra arkadaşları Engin'in tatile gitmesini tavsiye ederler.

Ancak Engin’in kafasında artan ve cevapsız kalan bu sorular onu Süheyla’nın yaşadığı eve götürür. Süheyla ve annesinin taşındığını öğrense de onları aramaya devam eder. Mahallede gördüğü uzun başörtülü ve uzun montlu kızları Süheyla’ya benzetiyordu. Şimdi Engin başka bir dünyanın, haramsız bir dünyanın arayışındadır ve eski şanlı hayatı gözlerinde değildir artık. Engin de Süheyla da farkında olmasalarda aynı hakikatin arayışı içindeki yolcularıdır.

Yoksulluk içimizde ne anlatıyor?

Aynı işyerinde çalışan Süheyla ve Engin iş arkadaşlarıdır. İki arkadaş arasında bir elektriklenme olsa da, Engin ve Süheyla hayata farklı açılardan bakmaktadır. Engin yoksulluk içinde büyümüştür. Hayatı boyunca hem okuyup hem de çalışmıştır. Amacı kaderini yenerek zengin olmaktır. Süheyla ise lise eğitiminin ardından annesinin emekli maaşının yetersizliğinden dolayı direkt iş hayatına atılmış bir genç kızdır. Engin hayalini kurduğu dünyadan bahsederken, Süheyla yüzünü ekşitir. Onun Engin gibi tutkuları ve hırsları yoktur. Kendisinde olanla yetinmektedir. Zaman geçer ve Engin bir gün Süheyla’nın hayatından tamamen çıkar. Bu ayrılık süheyla’yı manevi dünyanın derinliklerine sürükler. Bu andan itibaren Engin ve Süheyla tamamen farklı iki yolun yoldaşı olurlar. Bir süre sonra karşılaştıklarında, Engin değişmiş olan Süheyla’dan etkilenir. Süheyla, zengin olmuş ancak aynı zamanda harama iyice batmış olan Engin’e ancak bunlardan vazgeçerse beraber olabileceklerini söyler. Engin’in kafası iyice karışmıştır

Yoksulluk İçimizde Yorum

Yoksulluk içimizde yorum ve inceleme okumak isterseniz lütfen dğer sayfamızı ziyaret ediniz. Aynı işyerinde çalışan ve birbirlerine karşı ilgisi olan iki insanın bir zaman sonra birbirlerinden kopmaları ve gerçek aşkı yani ilahi aşkı kendi hayatlarında aramalarını konu alıyor.

Yoksulluk içimizde kimin eseri?

Yoksulluk İçimizde yazarı Mustafa Kutlu’dur.

Yoksulluk içimizde konusu bakımından türü nedir?

Yoksulluk İçimizde, Mustafa Kutlu’nun pek çok eseri gibi hikaye ve roman arasındaki ince çizgide seyreden bir eserdir. Eser çok derin tahliller içerdiği için roman kategorisine girebilirken, bir solukta okunması bakımından hikaye türünde bir eser sayılabiliyor.

Yoksulluk içimizde basım yılı?

Yoksulluk İçimizde 1981 yılında basılmıştır.

Mustafa Kutlu Yoksulluk içimizde kaç sayfa?

Mustafa Kutlu tarafından yazılmış olan Yoksulluk İçimizde, 104 sayfadan oluşmaktadır.

Yoksulluk İçimizde hangi bakış açısı?

Yoksulluk İçimizde adlı kitap birinci tekil şahıs tarafından anlatılmaktadır.

Yoksulluk içimizde ne zaman yazıldı?

Mustafa Kutlu, Yoksulluk İçimizde kitabını 1981 yılında okuyucuyla buluşturmuştur.

Ana yasanın 5846 sayılı kanunun 25. maddesinin ek 4 maddesine göre yetkili kişiler bizden yayınlanmış olan eserin hakkındaki yazıyı kaldırmamızı isteyebilirsiniz. Bu işlem içinde bize 3 gün vermek zorundasınız. 3 gün içerisinde kaldırmazsak bizi dava edebilirsiniz. Bize bildirim yapılmadan yapılan suçlamaların karşılığında bizde size maddi ve manevi tazminat davası açacağımızdan şüpheniz olmasın...Bizlere iletişim sayfasındaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.

Kitaba Yapılan Yorumlar